(Article 154-21.04.2017)
CHP kadroları 1 Kasım 2014 tarihinde Antalya Belek’te kampa çekilmiş ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni 2015’te iktidara taşıyacak çözüm önerilerini masaya yatırmıştı. Doğrusunu isterseniz Parti’nin bu türden özgürlükçü bir tartışma ortamına ihtiyacı vardı. Yapılan toplantıda partilerce oldukça ilginç öneriler sunulup, değerli tespitler yapılmıştı!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata bir sunum yapmış ve sunumunda açık bir şekilde “oyların aslanın ağzında” olduğunu dile getirmişti. Ayata’ya göre ufak bir gayret gösterilirse 2015 seçimleri kazanılır ve CHP iktidara gelebilirdi.
Şimdilerde zebanilere hesap vermekle meşgul olan ve Türk siyaset tarihine “çiçek sulayıcısı” olarak geçen CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç ise; “AKP gibi rüşvet ve yolsuzluğa batmış, Cumhuriyet’in ve Atatürk’ün değerlerini yok etmiş partinin iktidarda kalması bizim için de memleket için de yüz karasıdır. İnanıyorum ki 2015’te CHP iktidara gelir. Milletin oyları kimsenin emrinde değil, yeter ki pisliklerini anlatalım. Namuslu Türk vatandaşının AKP ve Erdoğan’a şamar atacağına inanıyorum.” demişti.
Ancak 2014 yılı kampının bence en önemli sloganı CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ten gelmişti. Ensar Öğüt, hayvancılık konusundaki önerilerini anlatırken, “Meralarda özgür dolaşan inekler yetiştirelim. Onların sağlıklı etini insanlara yedirelim ki sağlıklı nesiller yetişsin. Omega 3 değeri yüksek hayvanların etini yiyen insanlar zeki olur. İnsanlar zeki olursa, okur, CHP’ye oy verir” şeklinde çok ilginç bir tespitte bulunmuştu.
2015 seçimlerinde iktidar hayalleri kuran ve tabi ki 2015’deki seçimi kazanamayan bir partinin iki gün boyunca kampta konuştuğu konulara bakar mısınız? Avrupalı Sosyal Demokratlar, Antalya toplantısına kazara davet edilmiş olsa ve CHP milletvekillerinin yaptığı konuşmaları dinlese acaba ne derlerdi? Seçime bir yıldan daha az bir süre kalmış iken, Türkiye’nin en büyük muhalefet partisinin tartıştığı ve konuştuğu konular incir çekirdeğini doldurmayacak cinstendi. Ortada ne bir tane sosyal proje, ne de bir tane somut öneri vardı.
CHP, Omega 3 deposu özgür inekler besleyip, bu ineklerin etiyle sağlıklı nesiller yetiştirip, akıllı ve okuyan insanlar yaratıp iktidara gelmeyi hedeflerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan birbiri peşi sıra hem Doğu’ya hem Batı’ya mesajlar veriyordu. Erdoğan, aynı günlerde İstanbul’da yaptığı tarihsel ve vizyonel bir derinliği olan bir konuşmada; “İstanbul tüm bölgenin kalbi durumundadır. Kahire’de sakalından gözyaşları süzülen ihtiyarın kederi İstanbul’a kadar ulaşır. Filistin’de deniz kenarında oynarken öldürülen çocuğun feryadı İstanbul’da duyulur. Biz bir şeye muhtacız. Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan. Biz böyle bir Türkiye’nin yeniden imarı için çalışıyoruz. Bosna Hersek’ten, Filistin’den, Mısır’dan, Suriye’den bana ne diyemezsiniz. Buralarda olan bitenden her zaman dertlenmemiz şart. Bu yeni Türkiye’nin görevidir. Büyük devlet olmanın görevidir.” diyordu.
Türkiye’de muhalefet partilerinin durumu anlatılır gibi değil. PKK ve Kandil’in temsilcisi HDP, 16 Nisan Anayasa Referandumu’nu engellemek için Batılılarla her türlü işbirliğini mubah gören CHP ve “Erdoğan düşsün de gerisi önemli değil” mantığıyla hareket eden AK Parti ve MHP dışındaki diğer tüm partilerin, propaganda çalışmalarında sergiledikleri tavrı ulusal değerlerimizle izah edebilmek mümkün değil.
Türkiye’de son üç buçuk yıldan beri yaşanan Gezi Olayları, 17/25 Aralık Yargı ve Emniyet Darbesi, 15 Temmuz Askeri Darbesi ve önümüzdeki günlerde ortaya konulması planlanan yeni kalkışmalar aslında Eski Türkiye heveslileri ile Yeni Türkiye sevdalılarının güç mücadelesinden başka bir şey değil.
Zayıf, biçare ve cılız bir Türkiye’de rahatlıkla at koşturan, kendi derebeyliklerini kurup Türkiye’yi yıllar boyu bir adım öteye taşımayan iktidar ve güç heveslileri, onlara taşeronluk yapan terör örgütleri, maddi destek veren yerli ve yabancı finans grupları, Pİ-AR desteği sunan merkez medya ve sayısı belirsiz çok sayıda vatan haini bu günlerde işsiz ve güçsüz.
Türkiye bu safralardan arındıkça gücünü fark ediyor, kendine olan güveni artıyor ve köklerine geri dönüyor. Erdoğan’ın Ortadoğu, Balkanlar, Afrika ve Kafkas coğrafyasına gösterdiği yakın ilgi bunun en büyük göstergesi. Türkiye’nin bölgesel gücünden, artan itibarından, dünya çapındaki etkinliğinden rahatsız olan ülkelerin tek umudu; işte bu “Eski Türkiye Heveslileri”.
CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün “özgür inek” çıkışından bir ay kadar önce de bir başka ilginç haber gözüme çarpmıştı. CHP Savaştepe İlçe Başkanlığı’nı yürüten Metin Arslan, diğer koyunlarla karışmaması için kendi koyunlarını CHP amblemiyle boyamış ve amacını şu şekilde özetlemişti; “CHP Türkiye’nin partisidir. Buna her kesimden vatandaş sahip çıkmalı. Bir farklılık olsun diye koyunlarımı bu şekilde boyadım. CHP de farklı bir parti. Her insanın, her canlının, bütün Türkiye Cumhuriyeti’nin CHP’ye ihtiyacı var. CHP artık iktidar olmak zorunda”.
Anlaşılan o ki 16 Nisan Referandumu’nda “HAYIR” bloku içerisinde yer alan CHP’de hiç kimse Ensar Öğüt’ten ders almamış. Dün yapılan anket, son referandumdaki siyasal eğilimleri tespit açısından oldukça önemli veriler içeriyor. Bu ankete göre AK Parti seçmenin %10’u ve MHP seçmeninin %73’ü “HAYIR” kanadını desteklerken, CHP seçmeninin %5’i HDP seçmeninin ise %9’u tercihini “EVET”ten yana kullanmış. Partiler arası geçişlerden arta kalan %18,37 oranındaki seçmen kitlesine ait oyların, CHP ve HDP seçmen kitlesindeki geçiş oranlarının ortalaması kadar dağıtılması durumunda (ki bu da %7 EVET/%93 HAYIR’a karşılık geliyor) 16 Nisan 2017 referandumunun sonuçları belirginleşiyor ve ortaya şöyle bir tablo çıkıyor;
PARTİLER | 1 KASIM 2015 SEÇİMLERİ OY ORANLARI
% |
1 Kasım seçimine göre 16 Nisan 2017 Referandumu +/- Geçişler | Geçişler Sonrası Net Oy Oranı | EVET | HAYIR |
AK PARTİ | 49,5 | %10 (4,95) | %44,55 | %44,55 | |
MHP | 11,9 | %73 (8,69) | %3,21 | %3,21 | |
CHP | 25,3 | %5 (1,26) | %24.04 | %1,26 | %24.04 |
HDP | 10,8 | %9 (0,97) | %9,83 | %0,97 | %9,83 |
Diğerleri | 2,5 | %18,37 | %1,28 | %17,09 | |
TOPLAM | %51,27 | %48,73 |
Şimdi burada dikkat edilmesi gereken nokta HAYIR kullanan CHP seçmeninin oranı ki, bu rakam %24,04 olarak karşımıza çıkıyor.
Ben CHP’nin seçimi kazanamamasının nedeni Özgür İnekçi Ensar Öğüt’ten hareketle buldum!
CHP seçmeni 1 Kasım 2015 seçimlerinden 16 Nisan 2017 Referandum oylamasına kadar Omega3 açısından zengin olmayan etlerle beslendiği için oy oranını %25,3’den %24,04’e geriletmiş.
Ne kadar enteresan değil mi? Şu iki sayfalık yazıda bile biz Yeni Türkiye’yi ve Yeni Türk İmparatorluğu’nu konuşurken, CHP koyunlar ve ineklerle iktidara gelmenin hayalini kuruyor.
Vizyon ve dünya görüşü dedikleri bu olsa gerek!
Dr. Mehmet Hakan Sağlam