Çarşamba , Aralık 4 2024
Anasayfa / Makaleler / 15 TEMMUZ’DA İÇ SAVAŞ ÇIKACAK, BEŞ MİLYON KİŞİ ÖLECEK, TÜRKLER MÜLTECİ DURUMUNA DÜŞECEKTİ…

15 TEMMUZ’DA İÇ SAVAŞ ÇIKACAK, BEŞ MİLYON KİŞİ ÖLECEK, TÜRKLER MÜLTECİ DURUMUNA DÜŞECEKTİ…

(Article 095-28.07.2016)

15 Temmuz 2016 Darbe Kalkışması’nın amatörlüğü noktasında neredeyse herkes hem fikir. Darbe girişiminin akşam saat 22.00 sularında değil de sabaha karşı saat 03.00 civarında yapılması, darbe başlar başlamaz Erdoğan’ın katledilmesi ve iletişim araçlarının kesilmesi durumunda bu darbenin başarıyla sonuçlanabileceği hususunda sadece Türkiye içinde değil Türkiye dışında da sıkça tartışmalar yaşanmakta.

Bu darbe girişimi, toplumsal sosyoloji ve toplum psikolojisi açısından önümüzdeki on yıllar boyunca ciddi incelemelere konu olacak. Peki bu darbenin amacı ne idi? Kimlere ne fayda sağlayacaktı? Erdoğan’ın devrilmesi, AK Parti seçmeninin liderden yoksun bırakılıp Türk siyasetinin yeniden yapılandırılması, seçimle iktidarı elde edemeyenlerin ordu vasıtasıyla iktidara çöreklenmek istemesi bu işin görünür nedenleridir.

Şimdi gelelim bu darbenin asıl nedenine.

Öncelikle 15 Temmuz günü yaşananlar asla ve asla iktidarı ele geçirmek amacıyla yapılmamıştır. Bu hainler güruhunun asıl amacı “iç savaş” çıkarmak suretiyle Türk Devleti’ni yok etmekti. Dünya ülkelerinin Türkiye’de yaşanan darbe girişimi karşısında sergilediği tutum bu yorumun ne kadar doğru olduğunu fazlasıyla ortaya koymaktadır. Her şeyden önce şunu belirtmekte fayda vardır; bu eylem başarısız bir darbe girişimi değildir ve her şey tam da istenildiği şekilde icra edilmiştir.

Darbe girişimi MİT tarafından deşifre edildiği için darbe saatinin saat 22.00’ye çekildiği iddiaları da doğru değildir. Darbecilerin eğer öyle bir korkuları olsaydı 1500-2000 kişinin tutuklanmasını hiçbir şekilde önemsemez, “kalan sağlar bizimdir” ilkesiyle bu darbeyi sabaha karşı saat 03.00’de yapar ve büyük ihtimalle başarı da elde ederlerdi. Şunu gözünüzün önüne lütfen getirin; sabah uyanıyorsunuz radyo ve televizyonlar kapalı, cep telefonları çalışmıyor. Sokağa çıkıyorsunuz askeri cemseler dolaşıyor ve askerler insanları evlerine girmeleri hususunda uyarıyor. Böyle bir durumda kim ne yapabilir ki? Üstelik sabaha karşı gerek Cumhurbaşkanı ve Başbakan, gerekse tüm siyasiler, gazeteciler, üst düzey bürokratlar keklik gibi birer birer evlerinden toplanıp bir yerlere kapatılacaktı. Erdoğan halka seslenemeyecek, daha da kötüsü Erdoğan ile ilgili birçok tevatür yayımlanacak, evinin basıldığı, evinde bir iki milyar dolar nakit para, 15-20 ton külçe altın, kovalar dolusu zümrüt ve pırlanta ele geçirildiği gibi uydurma haberler servis edilip itibar yıpratılması yoluna gidilecekti. Her şey 24 saat içerisinde neticelenecek, ordu yönetime fiili olarak el koyup işi bitirecekti.

Peki sonra ne olacaktı? 80 milyonluk bir ülkeyi kim yönetecek, demokratik yaşama tekrardan nasıl geçilecek, Türkiye dünya ile ne zaman ve ne şekilde entegre olacak? Ülke yönetmek kolay bir iş değildir. İnsanlar kısa bir süre sonra AK Parti iktidarı ile askeri iktidarı mukayese edecek ve toplumda kıpırdanmalar başlayacaktı. Hayatında iki tane yumurta alıp satmamış bu darbeci EŞEKLER SÜRÜSÜ devraldıkları yönetimin altında sıkışıp kalacak, eninde sonunda Kenan Evren, Nurettin Ersin, Tahsin Şahinkaya, Nejat Tümer ve Sedat Celasun’un düştüğü duruma düşecekti. 1960 ve 1980 darbecilerinin düştüğü durumu görüp, yaşananlardan hiç ders almamış gibi 2016 yılında Temmuz ayının 15’inde hem de akşam saat 22.00’de darbe yapılmasının çok ama çok farklı bir sebebi vardır.

Bu darbecilerin esas amacı darbeyi olabildiğince görünür şekilde ve insanların gözüne soka soka akşam vakti yapmak, bu şekilde darbe olduğunu toplumun tüm kesimlerine bir anda duyurmak, insanları sokağa dökmek ve farklı düşünce yapısına sahip insanları birbiriyle çatıştırmaktı. Şimdi bu darbenin başarılı ve başarısız taraflarını lütfen iyi analiz edelim;

Darbe, 15 Temmuz akşamı saat 22.00’de İstanbul trafiğinin en sıkışık olduğu noktada yani Boğaziçi Köprüsü’nde medyaya servis edildi. Bu aşamada darbenin birinci adımı başarıyla sonuçlandı.

Boğaziçi Köprüsü’nün tanklar tarafından kapatılmasının üzerinden henüz bir dakika dahi geçmemişti ki bu darbe girişiminden tüm Türkiyehaberdar oldu. İkinci adım da başarıyla sonuçlandı.

İnsanlar bir anda bu darbeye tepki koyup hızla sokaklara dökülmeye başladı. Üçüncü adım da başarıyla sonuçlandı.

Şimdi buraya kadar yazdığım adımlar bu darbenin başarıyla sonuçlanan ve darbeciler tarafından planlandığı şekilde gerçekleşen adımlarını göstermektedir.

Gelelim darbeciler tarafından planlanan ancak gerçekleşmeyen dördüncü ve beşinci adımlara;

Dördüncü aşamada sokağa dökülen insanların farklılaştırılması ve birbirine düşürülmesi hedeflenmişti. Erdoğan’a destek veren milliyetçi ve muhafazakar kesimler ile darbeye destek verecek ulusalcı ve sol gruplar karşı karşıya getirilecekti. “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun” ya da “Erdoğan gitsin de Türkiye’ye ne olursa olsun” düşüncesindeki Gezi tandanslı gruplar darbecilerin yanında dururken, Erdoğan ve AK Partidestekçileri darbecilere ek olarak sol düşüncedeki insanlarla da çatışmaya başlayacaktı. (2013 yılında Mısır’da Mursi’ye karşı gerçekleşen darbe esnasında yaşanan sokak çatışmalarına ne kadar benziyor değil mi?)

Beşinci aşamada polis ve asker kendi içinde bölünüp olaya müdahil olacak, Doğu ve Güneydoğu’da ise dış güçler tarafından olabildiğince desteklenecek PKK terör örgütü büyük bir kalkışma başlatacaktı. Neticede Türkiye’de çok şiddetli bir iç savaş başlayacak, işin sonunda ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti parçalanacak, tarih sahnesinden yok olup gidecekti.

2002 yılından beri çok büyük başarılara imza atan, on binlerce kilometre otoban, onlarca yüzlerce baraj, nükleer santral, köprü, havaalanı, tünel ve liman inşa edip, milli gelirini 3 kat arttıran ve Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisine sahip ülkesi konumundaki Türkiye, bir anda Irak ve Suriye gibi olacaktı. Milyonlarca insan ölüp gidecek, tıpkı Irak ve Suriyeliler gibi mülteci durumuna düşecektik (tabi eğer bizi kabul edecek bir ülke bulabilirsek!).

Hiç kimse yanlış tarafa bakmasın. Bu darbe, Fethullah Gülen denilen BINGILDAK BEYİNLİ eblehin planlayabileceği bir şey değildir. Darbe akşamı Ankara ve İstanbul üzerinde uçurulan F16 uçaklarına havada yakıt ikmali yapan tanker uçaklarını İncirlik üssünden kaldıran ABD’nin ihaneti ortadadır. Lojistik destek ABD’den olur da, Mısır’daki darbenin birebir benzeri olan 15 Temmuz darbesinin planlaması CIA’den olmaz mı?

İç savaşa ne kadar yakınmışız değil mi?

Allaha çok şükür ki Türk halkı, sağcısı, solcusu, milliyetçisi ve muhafazakarı ile bu oyunu gördü ve sokaklarda birbiriyle karşı karşıya gelmedi. Herkes eline Türk bayrağını alıp devletine sahip çıktı. Meydanlarda ne AK Partinin ne MHP’nin ne CHP’nin ne de diğer partilerin bayrağı var. Erdoğan’ın yıllardan beri meydanlarda dile getirdiği; “TEK BAYRAK, TEK MİLLET, TEK DEVLET, TEK VATAN” söylemi, bu alçak darbe girişimi sayesinde inanılmaz bir şekilde vücut buldu.

Dr. Mehmet Hakan Sağlam

Bunada Bakın

SİZLER; MUSTAFA KEMAL’İN DEĞİL ASKERLERİ, İTİNİN PİSLİĞİ BİLE OLAMAZSINIZ…

(Article 258 – 05.09.2019) Son dönemde Türkiye’de yaşanan bazı olaylar toplumun giderek kutuplaştığını ve bu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hacker Blog Hack Haber