(Article 172-13.06.2017)
Yazımın başlığını aslında Kur’an-ı Kerim’in Zumer Suresi’nin 9. Ayetinde geçen; “Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akıl sahipleri bunları düşünebilir.” şeklindeki mealinden alıntılayacaktım ancak son anda vazgeçtim.
Bizim için kutsal olan Ramazan ayı içerisinde, “hacı-hoca” geçinen kişilerin cehalet ve bilgisizliğini görünce bu yazıyı kaleme almaya karar verdim.
TV ekranlarında tam bir curcunadır gidiyor. “Kur’an-ı Kerim’de namaz, oruç, zekât, kurban ve abdest yoktur!” diyenleri mi ararsınız, kocasının kendisinden uzaklaştığını ifade eden kadına 777 defa Nas Suresini okumasını tavsiye eden geri zekâlı ilahiyat profesörlerini veya incir çekirdeğini doldurmayacak bir konuda salya sümük ağlayarak bir buçuk saat boyunca açıklama yapan hoca efendileri mi dersiniz. Anlayacağınız TV kanallarında tam bir Hisseli Harikalar Kumpanyası sergileniyor.
Bence bu ahlâksızlığın en önemli sorumlusu Diyanet İşleri Başkanlığı ve ilahiyatçılardan başkası değil.
Din, ilmi terk etmiş, ortalık yobaz cahillere kalmış.
Kur’an-ı Kerim’de namaz yoktur! diyen kâfirlere bilgi vermek için söylüyorum, Kur’an’da tam 85 ayette “namaz” konusu geçmektedir. “Namaz” konusunu açık seçik izah eden bu ayetlerden birkaç tanesini aşağıya sıraladım;
- Bakara Suresi, 43. ayet: Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.
- Bakara Suresi, 153. ayet: Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin.
- Nisa Suresi, 43. ayet: Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünup iken de (yolculukta olmanız hariç) gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın.
- Maide Suresi, 6. ayet: Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı mesh edin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünupssanız temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün.
- Tevbe Suresi, 18. ayet: Allah’ın mescidlerini, yalnızca Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayanlar onarabilir.
- Hud Suresi, 114. ayet: Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namazı kıl.
- Cum’a Suresi, 9. ayet: Ey iman edenler, cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ı zikretmeye koşun ve alışverişi bırakın.
- Kevser Suresi, 2. ayet: Şu halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.
Şimdi gelelim “Oruç” meselesine. Kur’an-ı Kerim’in bütününde oruçla ilgili çok açık ve net 11 ayet bulunuyor. Bunlardan bazıları şöyle;
- Bakara Suresi, 183. ayet: Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç size de yazıldı (farz kılındı).
- Bakara Suresi, 184. ayet: (Oruç) Sayılı günlerdir. Artık sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutsun). Zor dayanabilenlerin üzerinde bir yoksulu doyuracak kadar fidye (vardır). Kim gönülden bir hayır yaparsa bu da kendisi için hayırlıdır. Oruç tutmanız, -eğer bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır.
- Bakara Suresi, 187. ayet: Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tövbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın.
Abdest konusu da çok önemli. Kur’an-ı Kerim’de abdest 2 ayette geçer ve nasıl alınacağı şu şekilde tarif edilir;
- Nisa Suresi, 43. ayet: Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünup iken de -yolculukta olmanız hariç- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün.
- Maide Suresi, 6. ayet: Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı mesh edin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünupsanız temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün.
Ve son olarak “sahur vakti” ile ilgili olarak yaşanan bir diğer tartışma konuya değinmekte fayda var.
Sahur vakti saat kaçta biter ve bu saati kim belirler?
Öncelikle sahur vaktini Diyanet İşleri Başkanlığı belirlemez, belirleyemez. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de zaten açıkça tarif edilen bir husus hakkında hiç kimse fikir beyan edemez, yorumda bulunamaz. Bakara Suresi’nin 187’nci ayeti tamamen bu konuyla ilgilidir;
- Bakara Suresi, 187. ayet: “Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın.”
Sabaha karşı saat 03,20’de siyah iplik ile beyaz ipliği birbirinden ayırt edebilen kaç kişi var acaba? Hiç kimsenin Kur’an-ı Kerim’deki açık hükümleri sulandırmaya hakkı bulunmamaktadır.
Kur’an’da açıkça tarif edilen bir konu hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı gibi çağdışı bir kurumun söyleyecek neyi olabilir ki?
Benim Cumhurbaşkanlığı makamından ricam Kur’an-ı Kerim’in mükemmel bir şekilde mealinin yazılması hususunda yerli ve yabancı uzmanlardan oluşan bir komisyon oluşturulup, bu işin bizzat sahiplenilmesi.
Sadece Ayet-el Kürsi hakkında o kadar çok efsane ve safsata türetilmiş ki inanılır gibi değil. Bakınız Ayet-el Kürsi nelere muktedirmiş!
- Ayet-el Kürsi’yi bir bardak suya 50 defa okuyup içen kişinin akıl ve anlayışı artar.
- Abdestli olarak 170 kere okuyan kişinin rızkı genişler, borcundan kurtulur ve hapisten çıkar.
- 120 kere okuyan her türlü kaza ve beladan korunur.
- 170 kere okuyan kişiye herkes itaat etmeye başlar.
- Her gün 57 defa Ayet-el Kürsi okuyan ve ardından 3249 defa Ya Mecid (c.c) ism-i şerifini zikreden kişi kısa zamanda çok büyük maddi ve manevi faydalar görmeye başlar.
- Bir nimetin üzerine 313 defa okuyup her okuyuşta “hu” diye üflenilirse o nimet bereketlenir.
- Bir kişi 7 defa Ayet-el Kürsi okuyup birincide sağına, ikincide soluna, üçüncüde önüne, dördüncüde arkasına, beşincide yukarısına, altıncıda aşağısına ve yedincide içine doğru “hu” diye üfler ve son olarak etrafını çevreleyecek şekilde üflerse, melekler onu çevreler ve o gün içinde o kimseye bela isabet etmez.
- 40 gün boyunca gece ve gündüz 1000 defa Ayet-el Kürsi’yi okuyan kişiye ruhani alemin kapıları açılır. Melekler ziyaretine gelir, tüm sırlara vakıf olmaya başlar, istek ve arzuları gerçekleşir, Resulullah S.A.V. Efendimizi rüyasında görme şerefine nail olur.
- 7 adet tuz parçasının her birine 7 defa Ayet-el Kürsi okunup, besmele ile aç karnına yutulursa balgamdan kurtulunur.
- Sara nöbeti tutan kişiye 21 tane Ayet-el Kürsi okunursa kendisine gelir.
- Üzerine 3 tane Ayet-el Kürsi yazılıp, 1289 defa “Ya Allah, Ya Hayy, Ya Kayyum, Ya Ali, Ya Azim” okunan muskayı taşıyan kişinin rızk ve kısmeti açılır, düşman şerrinden ve afetlerden korunur.
Hayâl etmenin ve sallamanın sonu yok. Bunlar sadece Ayet-el Kürsi ile ilgili safsatalar. Hele bir de Nas, Felak, Yasin-i Şerif ve Fatiha ile ilgili olanları duysanız aklınız gidiverir.
İslâmiyeti, bu şekilde sulandıran ahlâksız kâfirlerin şerrinden ve herhangi bir gerçekliği olmayan bu tür uydurma rivayetlerden kurtarmak gerekiyor.
Aksi durumda Türkiye hızla dinsizleşir ve insanlar dinden soğudukça soğur.
Dr. Mehmet Hakan SAĞLAM